7Ekim’den bu yana dünyanın gözü önünde Gazze’ye yönelik bir soykırım başlatan İsrail, dün yargı karşısına çıktı. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, İsrail’in Gazze’deki fillerinin Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı’nda (ICJ) açtığı davanın ilk duruşması dün yapıldı. Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde yer alan Divan’da tarafların hazır bulunduğu salonda halka açık yapılan duruşma canlı yayımlandı. İlk duruşmanda Güney Afrika tarafı, İsrail’e yönelik suçlamalarını gerekçe ve dilleriyle Divan’a sundu.
Güney Afrika tarafı adına ilk söz alan bu ülkenin Hollanda Büyükelçisi Vusimuzi Madonsela, “Yaygın insan hakları ihlallerinin on yıllardır cezasız kalması İsrail’i cesaretlendirdi” ifadesini kullandı. Duruşmada Güney Afrika tarafını temsil eden hukukçular İsrail’e, Gazzelilere yönelik bilinçli eylemlerinin soykırım niyetini kanıtladığı suçlamasını yöneltti.
Güney Afrika’yı temsil eden avukatlardan Adila Hassim, soykırımın delillerinin başvuru dosyasında mevcut olduğunu ve BM kurumlarınca da tescil edildiğini belirterek, “(İsrail’in) Eylemleri, soykırım sonucunun çıkarılabileceği sistematik davranış kalıbı göstermektedir” dedi. Hassim, “İsrail, her bir bombanın kaç sivilin hayatına mal olacağının tam olarak bilincinde olarak benzersiz ve emsalsiz sayıda sivili öldürmüştür” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail’in Gazze’ye insani yardımları da “ısrarla” engellemeye devam ettiğini vurgulayan Hassim, Gazze’ye yeterli gıda, kıyafet ve hijyen malzemelerinin teslim edilemediğini, Gazzelilerin temiz suya erişimlerinin engellendiğini dile getirdi. Hassim, soykırımın önceden ilan edilemeyeceğini ancak Uluslararası Adalet Divanı’nın soykırımı tespit edebileceğini belirterek, Divan’dan ihtiyati tedbir kararı almasını istedi.
Güney Afrika’yı temsil eden avukatlardan Tembeka Ngcukaitobi de Divan’ın, Güney Afrika’nın tedbir taleplerini kabul etmek için “soykırımın gerçekleştiğine” değil mevcut deliller ışığında “soykırım tehlikesinin varlığına” ihtiyaç duyduğunu belirtti. İsrail askeri yönetimi ve devlet görevlilerinin, soykırım niyetini açığa vuran açıklamalar yaptığını anımsatan Ngcukaitobi, bu kişilerin
Gazzelilerin yok edilmesi ve Gazze’nin tamamen yıkılmasını istediklerini dile getirdiklerini anlattı.
Güney Afrika’yı temsil eden bir diğer avukat Max du Plessis, İsrail’in soykırımı engellemede ve cezalandırmada yetersiz kaldığının makul şekilde görüldüğüne işaret etti. Du Plessis, Uluslararası Adalet Divanı’na şöyle seslendi: “Mahkemenin geçici tedbir kararı vermek için soykırımın varlığına kesin şekilde karar vermesi gerekmez, soykırım tehlikesinin varlığı yeterli. Soykırımı engellemek, sözleşmeye taraf tüm devletlerin sorumluluğu.”
Güney Afrika’yı temsil eden avukatlardan Blinne Ni Ghralaigh da Gazze’deki insani duruma işaret ederek kıtlığın yaklaştığını ve Gazze’nin yaşanılmaz bir yer haline geldiğini dile getirdi. Bazı cesetlerin sokak hayvanları tarafından parçalandığını, insanların enkazdaki yakınlarını çıplak ellerle çıkarmaya çalıştığını söyleyen Ni Ghralaigh, “BM’nin insani ateşkes çağrıları karşılıksız kaldı. Durum bundan daha acil olamaz” değerlendirmesinde bulundu.
Ni Ghralaigh, Divan’ın, tedbir kararına hükmetmemesi durumunda, bunun içtihadından uzaklaştığı bir durum olacağı ve terazinin öbür kefesinde uluslararası hukukun itibarının durduğu uyarısında bulundu. Ni Ghralaigh, “Gazze’deki soykırım, cep telefonlarımıza, bilgisayarlarımıza ve televizyon ekranlarımıza canlı olarak aktarılan Filistin halkına yönelik soykırımın dehşetine rağmen, kurbanlarının dünyanın bir şeyler yapabileceği umuduyla kendi yıkımlarını gerçek zamanlı olarak yayınladıkları tarihteki ilk soykırım oldu” dedi.
Duruşma Güney Afrika’nın Amsterdam Büyükelçisi Vusimuzi Madonsela’nın ülkesinin Divan’dan, İsrail aleyhine talep ettiği 9 ihtiyati tedbiri okumasının ardından sona erdi. Bugünkü duruşmada ise İsrail heyeti savunmasını yapacak.
Güney Afrika hukuk ekibi AA foto muhabirlerinin fotoğraflarını kanıt olarak gösterdi. Fotoğraflar arasında Deyr el-Belah kentinde çekilen toplu mezardaki defin işlemiyle ilgili kare de yer aldı.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel başkanlığında bir heyet Lahey’de ‘soykırım‘ davasını takip ediyor. Türkiye’nin ilk günden itibaren kalıcı barış için girişimlerini sürdürdüğünü belirten Yüksel, “Uluslararası Adalet Divanı’na Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından yapılan başvuruyu memnuniyetle karşıladık. Başlayan bu sürece olan desteğimizi Türk halkı adına bir kez daha beyan ediyoruz. Alınan kararların uygulanmasının da takipçisi olacağız” dedi.
İşgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentinde yüzlerce Filistinli soykırım davasına destek gösterisi düzenledi. Kentteki Nelson Mandela Meydanı’nda bir grup sanatçı tarafından Ramallah Belediyesi iş birliğiyle düzenlen gösteriye katılanlar, Güney Afrika ve Filistin bayrakları taşıdı. Gösteriye, Johannesburg Büyükşehir Belediye Başkanı Kabelo Gwamanda da video konferansla katıldı. Gösteride konuşan Ramallah Belediye Başkanı İsa Kasis, “Birçok dünya hükümeti halen işgalci İsrail’in Gazze’de soykırım gerçekleştirmesini ve bölgeyi yaşanmaz hale getirmesini destekliyor. Fakat bir ahlak abidesi olan, uluslararası hukuka inanan ve saygı duyan Güney Afrika’da durum böyle değil” dedi. Kasis, ICJ’yi Güney Afrika’nın sunduğu delilleri dikkatle incelemeye, diğer ülkeleri de İsrail’in Gazze’deki “zulümlerine” karşı bu çabaya destek vermeye çağırdı.
Hamas, Uluslararası Adalet Divanı’nda görülen dava sonrası İsrail’in “Gazze’ye yönelik saldırını acilen durdurup, mağdurlar için adalet sağlayacak” bir karar almasını beklediklerini belirtti. Hamas yöneticilerinden Basim Naim, konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail’e karşı “etnik temizlik ve soykırım suçlamasıyla” ICJ’ye açılan davanın ilk duruşmasının yapılmasından memnuniyet duyduklarını belirten Naim, şunları kaydetti: “Mahkemenin, Gazze’ye yönelik saldırıyı derhal durdurarak ve savaş suçlularını sorumlu tutarak, mağdurlar için adaleti sağlayan bir karar vermesini sabırsızlıkla bekliyoruz.”
Filistin Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in yargılandığı soykırım davasıyla ilgili yazılı açıklama yayınladı. Açıklamada, bazı ülkelerin İsrail’i “siyasi, askeri ve veto hakkı” gibi araçlarla desteklemesi ve uluslararası düzeydeki “acizliğin” bu ülkeyi suç işlemeye ve soykırım yapmaya teşvik ettiği belirtildi. Filistin’in Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı davanın başarılı olacağına güvendiği kaydedilen açıklamada, kardeş ve dost ülkelerin Güney Afrika’nın UAD’da açtığı davayı desteklemeleri çağrısı yapıldı.
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı “soykırım” davasına ülkelerden ve insan hakları kuruluşlarından destek açıklamaları dava sürecinde de gelmeye devam ediyor. Güney Afrika’nın dava başvurusunu yaptığı 29 Aralık günü ilk destek açıklaması Filistin’den geldi. Filistin, 29 Aralık’ta Dışişleri Bakanlığının sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, davayı memnuniyetle karşıladığını belirtti. Davaya desteğini açıklayan ülkelerin başında gelen Türkiye adına 3 Ocak’ta Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli tarafından yapılan paylaşımda Güney Afrika’nın, İsrail aleyhine ICJ’de gerçekleştirdiği başvurunun memnuniyetle karşılandığı vurgulandı.
Ardından dışişleri bakanlıkları nezdinde Malezya, Maldivler, Endonezya, Bolivya, Venezuela, İran, Brezilya’dan davaya destek açıklamaları geldi. Ürdün Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Yurtdışında Yaşayan Ürdünlüler Bakanı Ayman Safadi, Belçika Başbakan Yardımcısı Petra De Sutter, Nikaragua hükümeti ve Kolom-biya Cumhur-başkanı Gustavo Petro yönetimi-ndeki hükümet de İsrail aleyhine açılan davayı memnuniyetle karşıladıklarını açıkladı. Ayrıca, Bangladeş, Namibya, Malezya ve Pakistan’ın BM elçileri, 9 Ocak’ta BM Genel Kurulu’ndaki konuşmalarında Güney Afrika tarafından açılan soykırım davasına desteklerini ifade etti. Davaya desteğini açıklayan kuruluşlar arasında İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Arap Birliği, Uluslararası Af Örgütü gibi kurumlar da yer aldı.
Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, İsrail’e karşı soykırım davası açan Güney Afrika’yı överek Batılı ülkelerin İsrail’e desteğini eleştirdi. Albanese, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, bugün İsrail’in soykırım suçuyla yargılanmaya başlandığı davanın “tarihe geçeceğini” vurguladı. Mahkeme salonundan bir fotoğraf paylaşan Albanese, “Afrikalı kadın ve erkeklerin insanlığı ve uluslararası hukuk sistemini kurtarmak için, çok sayıda Batılı ülke tarafından desteklenen ve mümkün kılınan acımasız saldırılara karşı verdiği mücadeleyi izlemek, içinde bulunduğumuz dönemi tanımlayacak görüntülerden biri
olarak kalacak. Ne olursa olsun bu olay tarihe geçecektir” ifadelerini kullandı.
Tunus, “dolaylı olarak İsrail’in tanınması anlamına geldiği için” İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) açılan hiçbir davaya katılmayacağını ancak sözlü iddialarını sunacağını duyurdu. Tunus Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Tunus’un, “dolaylı olarak İsrail’in tanınması anlamına geldiği için” İsrail’e karşı UAD’de açılan hiçbir davaya katılmayacağı belirtildi. Açıklamada, Cumhurbaşkanı Kays Said’in izniyle 14 Aralık 2023’te, Tunus’un UAD’ye sözlü iddia sunacak ülkeler listesine kaydedilmesi için talepte bulunulduğu kaydedildi.
İşgalci İsrail’in saldırıları neredeyse yüzüncü gününe yaklaştı. Filistin İletişimciler ve Medya Derneği’nde (FİMED) basın mensuplarıyla bir araya gelen Hamas yöneticilerinden Sami Ebu Zuhri, Güney Afrika’nın açtığı “soykırım” davasını değerlendirdi. Divan’daki davanın, İsrail ve ABD’de büyük bir endişeye yol açtığını söyleyen Ebu Zuhri, başka ülkelerin Güney Afrika’ya destek vermemesi için ciddi baskı uygulandığını ifade etti. Ebu Zuhri, “Mahkemenin adaletli olmasını ve soykırım kararı vermesini bekliyoruz” dedi. Ebu Zuhri, uluslararası makamlarda, bilhassa Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) soykırımı durduracak yönde kararlar alınmasının engellendiğini, çatışmaların başlamasının üzerinden 24 saat geçmeden İsrail’e Batı ülkeleri tarafından askeri teçhizatın gönderilmeye başlandığını, buna ek paralı askerlerin yollandığını belirterek, “Gazze’de işgalci İsrail eliyle Batı’nın desteklediği bir soykırım uygulanıyor” diye konuştu.